Lig mi Kırkpınar mı? Ağalık mı İş Adamlığı mı?
Sebebi her ne olursa olsun, hiçbir yağlı güreş organizasyonu Tarihi Edirne Kırkpınar’ın önüne geçmemeli. Ve yine her ne olursa olsun, iş adamlığı ağalığın önüne geçmemeli.
Bunu neden söylüyorum? Çünkü tarihten bu yana Ata sporumuz yağlı güreşi ayakta tutanlar, eli gönlü bol iş insanları olmuştur. Ve bu iş insanlarımız, başta Tarihi Edirne Kırkpınar Güreşleri olmak üzere hiçbir güreş organizasyonunun adını kendi işlerinin reklamı olarak ön plana çıkarmamıştır.
Burada bir örnek vereceğim, ancak bu örnek tüm eli gönlü bol ağalarımız adınadır. Her birini saymam mümkün olmadığından, son yirmi yıla damga vurmuş Seyfettin Selim Ağamızdan yola çıkarsak... Nasıl ki CW Enerji Lig Güreşleri’nde altı lig güreşinde doğrudan ev sahibi görünüyorsa, o zaman yirmi yıl boyunca Tarihi Edirne Kırkpınar Güreşleri’nin de “Selim İnşaatları Tarihi Edirne Kırkpınar Güreşleri” olarak anılması gerekmez miydi?
Yirmi yılda Seyfettin Selim’in yağlı güreş camiasına harcadığı parayı kim hesap edebilir? Ağalık ihalesi bedeli dışında, pehlivanlara verdiği özel ödülleri kim hesap edebilir? Ancak biz yıllarca er meydanlarında yükün büyüğünü ağalarımız çekse de, ön planda hep güreş yapılan bölgenin adının anıldığını gördük.
Ayrıca, CW Enerji’nin olduğu tüm güreşlerde de bildiğim kadarıyla yine ağalarımız var. Ancak bana göre CW Enerji’nin gölgesinde kalıyorlar. Sakın kimse beni CW Enerji’ye karşı gibi görmesin! Asla! Yağlı güreşimize hangi eli gönlü bol iş insanı destek veriyorsa, bizim gözümüzde ve ligatımızda onun yeri baş tacıdır. Adına, geleneğimize uygun olarak "güreş ağası" denir.
Bizim camiamızda öyle ağalar var ki, ağalığını biliyoruz, iş insanı olduğunu biliyoruz ama ne iş yaptığını bile bilmiyoruz! Demem o ki, bu iş gönül işidir. Ağalarımız başımızın tacıdır. Fakat hiçbir gönül işi de önce kâr amacı gütmemelidir.
Elbette iş insanlarımızın reklamı olsun, ancak bu reklam:
Ne bölgenin güreşinin tarihi dokusunu bozsun
Ne de ağalarımızı gölgede bıraksın.
Yoksa her bir bölgenin güreşi, tarihi yapısından çıkıp sadece bir kişinin reklamına dönüşür ve tarihî değer gölgede kalıp unutulur.
Gelelim, başta Tarihi Edirne Kırkpınar olmak üzere Ata sporumuz yağlı güreşin yeni düzenine…
Son yıllarda kurulan Lig Güreşleri, er meydanlarına hareket getirdi. Pehlivanların gelirlerini artırdı. Bu yönden bakınca artıları olsa da, diğer yandan eksiklerine de bakmak lâzım.
Burada sırf Lig Güreşleri’ni başarıya taşımak adına, başta Tarihi Edirne Kırkpınar olmak üzere diğer mahalli güreşleri de ligin gölgesinde bırakmak hiç doğru değil.
Lig kurulmadan önce, yüz yıllardır Tarihi Edirne Kırkpınar’da pehlivanların kuraları bir önceki Kırkpınar güreşlerindeki dereceler baz alınarak çekiliyordu.
Bu yıl ise, Tarihi Edirne Kırkpınar’da kuralar, bir önceki Kırkpınar güreşlerine göre değil; Lig Güreşleri’ndeki puan durumuna göre çekilecek.
Peki o zaman, Tarihi Edirne Kırkpınar’da dereceye girmenin bir önemi kalıyor mu?
Bana göre, Lig Güreşleri kurulduğundan beri, Tarihi Edirne Kırkpınar’da kemer alan pehlivan değil; Lig Şampiyonu olan pehlivan ön planda oluyor!
Ve kemerli Kırkpınar Başpehlivanı, Lig Şampiyonu pehlivanın gölgesinde kalıyor.
Hatta, Kırkpınar’da kürsü yapan diğer ikinci ve üçüncü pehlivanlar bile, Lig’de birinci, ikinci, üçüncü sırada olan pehlivanların gölgesinde kalıyor.
Lig’de derece yapan pehlivanlara özel ödül töreni yapılıyor. Burada, iki kemeri olan ve üçüncü kemere giden bir pehlivan, Lig’de üçüncü olduğu için bu törende çift kemerli olduğu halde Lig Şampiyonu pehlivanın gölgesinde kalıyor.
Böylece Lig, Kırkpınar’ın önüne geçiyor mu, geçmiyor mu?
Benim düşünceme göre, Kırkpınar gölgede kalmıyor; doğrudan karanlıkta bırakılıyor!
Elbette Lig Güreşleri, yağlı güreşe kalite katması düşünülerek iyi niyetle kurulmuştur. Ancak bu yeni yapılanmayı başarılı kılmak için, Tarihi Edirne Kırkpınar ve yüz yılı aşkın geçmişe sahip geleneksel güreşler göz ardı edilmemelidir.
Kaldı ki, kurulalı sadece iki yıl olmasına rağmen, Lig Güreşleri’nin maliyeti çok yüksek olduğu için, lige giren bazı belediyeler zora girerek ligden çekildi.
Seneye diğer belediyelerin çekilmeyeceğine kim garanti verebilir?
Sonuç olarak, ben bir güreşsever olarak asla Lig Güreşleri’nin, Tarihi Edirne Kırkpınar ve diğer yüz yılı aşkın geleneksel güreşlerin önüne geçmesini arzu etmem.
Bu konuda, sadece çalıştaylarda kalkan birkaç el ile karar verilmemeli. Çünkü katılım çok düşük olursa, alınan kararlar tüm camia tarafından kabul görmüş sayılmaz.
Eğer Türk yağlı güreşinin kaderini etkileyecek kararlar alınacaksa, çalıştaylara katılım konusunda yaptırımlar getirilmeli. Kararlarda çoğunluk sağlanmalı.
Çalıştaylar, önceden alınmış kararları kabul ettirmek için değil, katılımcıların gerçek fikirlerini alarak ortak istişareyle kararların belirlenmesi için yapılmalıdır.
Benim amacım asla ikilik çıkarmak, yıkıcı muhalif olmak ya da kişileri ve kurumları hedef almak değildir.
Ben, güreşi çok yakından takip eden ve çok fanatik bir güreşsever olarak kendi fikir ve düşüncelerimi dile getiriyorum.
Elbette bu yazıya destek verenler de olacaktır, eleştirenler de.
Eleştiriler saygı ve sevgi çerçevesinde olduğu sürece, başımın üstünde yeri var!
Sonuç olarak, yağlı güreşimiz adına yapılan her çalışmanın, “niyet hayır, akıbet hayır” düsturuyla yapılmasını diliyor, saygılar sunuyorum.
Yalçın Kaynak / Sadece Güreş Programı Yorumcusu
