İyiliği sonsuz ikramı bol Allah'ın adıyla. Her zaman duyduğumuz belkide bazen bilinçsizce söylediğimiz fakat çok tehlikeli olan bir söz. Bu sözü söyleyen kişi neyi kasdediyor acaba. Ortada zararlı birşey var ve bu kişi banane, görme, duyma, söyleme sen işine bak, sana dokunmuyorsa sana zarar vermiyorsa karışma. Benim keyfim bozulmasın, gerisi önemli değil demiş oluyor. Toplumsal çürümeye sebeb olan etkenlerden bir tanesi de bu söz ve davranışlardır.
Yaşadığımız mahallede, çalıştığımız işde, kısacası hayatımızın her alanında yanlış kötü olan bir şey varsa bizim orda mutlaka bir sorumluluğumuz olduğunu Allah emretmektedir. Çünkü yan komşumuzun evi yanıyor olsa bizde bana dokunmayan yılan diyerek sorumsuzca davransak o ateş bize de sıçrar ve ocağımız sönmez mi? İşte bunun gibi toplumun içindeki yangınlarda yanı o yılanlar gün gelir bizi de sokar. O yüzden olumsuzluklardan rahatsız olmak ve onlara karşı mücadelede olmak dinimizin yüklediği bir görevdir.
Enfal 25. İçinizden sadece yanlış yapanlara dokunmakla kalmayacak (size de dokunacak) bir imtihan konusunda yanlış yapmaktan sakının. Bilin ki Allah’ın cezalandırması çetindir.
Ayette anlatılan olay Allah'ın dinine, hükümlerine karşı umursamaz ve aykırı davranan kişilerin başına gelecek feleket ateşi sizide yakar diyor. Toplum bozulduğu zaman haksızlık adeletsizlik suç işlemek normalleşir ve bizide etkiler. Toplumun ahlakı bozulunca o ahlaksızlık bize de sirayet eder. Faiz, ticaret adı altında işlendiği zaman mutlaka bizde bir yerlerden ona bulaşırız veya ekonomimizi bozarak bize de zararı olur. Hırsızların sayısı artarsa birgün gelir bizim malımızı da çalar. Ahlaksız kişiler birgün gelir ailemize göz diker. Adaletsiz yöneticiler veya çalıştığımız yerdeki idarecilerin zulmü bize de dokunur vs. vs. vs. böyle uzar gider. Bize çözüm lazım ve çözümü bize öğreten kainatın sahibi kullarının herşeyini bilen Allah'tır.
Ali imran 104. İçinizde hayra çağıran; iyi şeylerin yapılmasını isteyen ve kötü şeylerden sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte böyle topluluklar, umduklarına kavuşacak olanlardır.
Ayet bize kurtuluşa ermenin yolunu göstermektedir. Bu kurtuluş sadece ahiret değil dünyayıda kapsar.
Ali imran 110. Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı topluluksunuz. Allah’a inanıp iyi şeylerin yapılmasını ister ve kötü şeylerden sakındırırsınız.
Bu ayette de hayırlı kişilerden bahsediyor. Bu hayırlı kişiler ne yapıyorlar da hayırlı oluyorlar, iman ediyorlar ve toplumun düzelmesi için insalara iyilikleri hatırlatıyor, kötülüklerden de sakındırmaya çalışıyor. Çünkü biliyor ki zararı kendilerine de dokunacak. Dünyada da ahirette de zararı dokunacağını çok iyi bilir bu kişiler.
Araf 164. Onlardan bir topluluk şöyle diyordu: - Allah'ın helak edeceği ve şiddetli bir ceza ile cezalandıracağı topluma niye öğüt veriyorsunuz? - Rabbinize karşı bir mazeret olsun ve belki sakınırlar! diye cevap verdiler...
Evet vazife bu. Bir müslümanın kesinlikle vurdum duymaz olması düşünülemez. Allah resulu da bu konu hakkında bizi uyarmıştır.
“Sizden her kim bir kötülük görürse, eğer gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse, diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir. (Tirmizi, Fiten, 11; İbnu Mace, Fiten, 20; Ebu Davud, Salat, 242)
O kötülüğü gördüğümüz zaman elimizle veya dilimizle düzelteceğiz. Eğer hiçbir şey yapamıyorsak dönüp gitmeyeceğiz. İçimizden üzüleceğiz, moralimiz bozulacak, bizi rahatsız edecek. Bir şey yapamıyoruz diye huzur içinde olmayacağız. Önümüzdeki yazılarımda da bu konu hakkında bilgi vermeye çalışacağım.
Cenab-ı hakkın istediği gibi bir kul ve insanları hakkı ile uyaranlardan olmak dileği ile...
