İyiliği sonsuz ikramı bol Allah'ın adıyla. Son iki ve bu haftada ki yazımızda da imtihanın inanmak olmadığı Allah'a teslim olmak imtihanı olduğunu, fakat kulların dünyevi çıkarlar için Allah'ın dinini saymadıklarını göreceğiz.
İlk önce Şeytanın daha sonra Firavunun ve son olarakta Mekke Müşriklerinin inandıkları halde işlerine gelmediği için Cenab-ı Hakka teslim olmadıklarını ve Allah'ın da onlara kafir dediğini görmüştük. Şimdi de ehli kitap olan Yahudilerin aynı pozisyonda olduklarını göreceğiz.
Ali imran 70. Ey Ehl-i Kitap! Siz doğru olduğuna şahit olduğunuz halde Allah’ın ayetlerini ne diye örtüyorsunuz.
Ayet çok açık bir şekilde hakikatı örttüklerini söylüyor. Yani Kafir olduklarını söylemiş oluyor. Çünkü Kafir örtmek demek ama bildiği halde örtmektir. Çünkü olmayan birşey örtülmez.
Bu ayetlerde anlatılanlar Yahudi din adamlarıdır. Onlar çıkarları ellerinden gitmesin diye dünyayı öne alarak Allah'ın dininin üzerini örterek yalan konuşup kafir oldular. Ne yaptılar peki;
Ali imran 78. Onlardan bir takımı okuduğunu Kitap’tan sanmanız için Kitap’tan okuyormuş gibi yapar ama Kitap’tan değildir. “O Allah katındandır.” derler, ama Allah katından değildir. Allah’a karşı bile bile yalan söylerler.
Yani Yahudi din adamları dini kendilerine uydurarak halka kendi çıkarlarını destekleyen bilgiler verdiler ve bunu öyle ustalıkla yaptılar ki insanlar bu anlattıklarını Allah'ın kitabından zannederek inandılar.
Oysa ellerinde Allah'ın kitabı vardı ve ondan din anlatmaları gerekiyor sadece ona uymaları ve toplumuda ona davet etmeleri gerekiyordu. Toplum içinde bir anlaşmazlık olduğunda kitaptan hükümler vermeleri sıkıntıları ondan çözmeleri gerekiyordu.
Ali imran 94. Tevrat’ı okuduktan sonra kendi yalanını Allah'a mal edenler yanlış yapanlardır.
Fakat onlar bu ayette söylendiği gibi yalanlarla insanları kandırarak kendilerine kul köle yaptılar onların mallarını ellerinden aldılar. Allah bizede vahiy gönderiyor bilgiyi sadece bizden alabilirsiniz kitap artık size cevap veremez o eskidendi. Allah şimdiki durumu bize bildiriyor diyerek insanları kendilerine kul köle yaptılar.
Din adamları kurumu kurdular makamlara ve mertebelere bölerek otoriteyi ellerine geçirdiler, devletleri yönettiler.
Tevbe 34. Ey inanıp güvenenler! Bilginlerin ve din adamlarının birçoğu insanların mallarını haksız yolla yer ve onları Allah’ın yolundan engellerler. Altını ve gümüşü kasalarda saklayıp da Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azap ile müjdele.
Evet ayette görüldüğü gibi onların hedefi insanların malları idi. Ve bunuda Allah'ın dinini kullanarak yalan bilgilerle elde ediyorlardı. Allah onlara kafir dedi çünkü Allah'ın kitabındaki bilgiyi bildikleri halde uymadılar dünya hevesi onları aldattı ve kafir oldular.
Şimdi kendimize dönelim Cenab-ı Hak bu olayları bize kitabında anlatığına göre bu konuda bizi uyarıyor. Sizinde karşınıza birileri Allah'ın dinini anlatıyormuş gibi çıkabilir. Sanki kitaptan konuşuyormuş gibi yaparak sizi Allah'ın dini olan Kuran-ı Kerimden uzaklaştırarak size başka kitaplar satarak bunu yapar. Sohbet de Arapça birşeyler söyler ve size inancını o şekilde delillendirebilir. Oysa o bilgi kitaptan değildir. Veya kağıtlara Arapça birşeyler yazar sizde Allah'ın kitabından sanarak o kağıt parçasına aşırı bir maneviyat yükleyerek saygı ile tutarak sizi kurtaracağını zannedersiniz. Sizi bu şekilde Allah'ın yolundan uzaklaştırarak hurafenin ve batılın içine sokarlar.
Çünkü onların hedefinde sizin mallarınız vardır. Eğer Allah'ın dinini size anlatacak olsalar sadece Allah'a teslim olun onun kitabına uyun demek zorunda kalacaklardı ve sizde sadece Allah'a kul olacaktınız.
Fakat onlar yalanlarla kendilerini üstün gösterip sizi kendilerine hürmet, saygı adı altında kul köle yapacaklardır. Dikkatli olun ve kitabıma uyun. O kitaptakilere inanarak teslim olun. Okuduğunuz halde işinize gelmeyerek uymamazlık yapmayın. İşinize gelen hocaların görüşlerini kabul ederek hakikatın üzerini örtmeyin. Allah ne diyorsa o deyin ve bana tam teslim olun demiş oluyor bu ayetlerle bizi uyararak.
Oysa bakın şöyle bir, Müslümanların elinde hep başka başka kitaplar ve hepsi bir hoca efendinin ne kadar faziletli olduğunu anlatan veya makamının ne kadar yüksekte olduğunu veya soyunun nasıl kutlu mübarek olduğu anlatan kitaplardır. Bir bakarsın ki ön sözünde o kitabın yazılmasını genelde Allah resulü onlara emretmiş, ümmetim için bir kitap yazda kurtuluşa ersinler talimatı vermiştir. Sanki Allah'ın kendisinin kitabı kullarını yoldan çıkarıyormuş gibi gösterirler. Tabiki hedefte kendilerine kul yapmak ve onların malları vardır.
Bunun sebebi elimizde Allah'ın kitabı varken, bizim ona teslim olmayarak uymamamızdan ve kitapsız Müslümanlar olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Cenab-ı Hak sadece ama sadece kendisine teslim olan, başkasında hiç bir üstünlüğün olmadığını kabul ederek ona kul olan kullarından olmayı nasip etsin duası ile.
