Evlerimize haps olduğumuz şu zor günlerden, umarım elimizde, yanımızda, yakınımızda, yöremizde olan ile yetinmeyi öğrenmiş olarak çıkarız kapılarımızdan.
Lüzumsuz gereksiz şikayetlerimizi unutmuş olarak çıkarız kapılarımızdan.
Geciktirdiğimiz, ötelediğimiz birliğimize beraberliğimize pişman olarak üzülmüş olarak çıkarız kapılarımızdan.
Herşeyin ama herşeyin bir anda değişebileceğini makamın mevkinin, şanın şöhretin, zenginliğin fakirliğin, güçlünün güçsüzün bir anda tersine dönebileceğini anlamış olarak, inanmış olarak çıkarız kapılarımızdan.
Yaşadığımız iyi kötü günlerin değerinin farkına vararak çıkarız kapılarımızdan.
Zaman zaman yanlız kaldığımızda, yanlız bırakıldığımızda sahte kalabalıkların sahte olduğunu unutmadan kimseye sahte kalabalık olmadan sahte kalabalıklara kanmadan çıkarız kapılarımızdan.
Bereket fışkıran topraklarımızın, billur gibi suyumuzun çiçeklerin, böceklerin karıncanın,
arının kıymetini anlamış olarak çıkarız kapılarımızdan.
Derdimiz bir, dermanımız bir, dualarımız bir aynı dala, aynı yola, aynı yöne tutunmuş olarak çıkarız kapılarımızdan.
Birbirimizin derdine derman olmaya çalışan yaradılanı yaratandan ötürü seven sayan insan olarak çıkarız kapılarımızdan.
Ve artık birbirimize sarılmak, kucaklaşmak için çıkarız kapılarımızdan.
Kapılarımızdan dışarıya bir adım atmanın ne kadar değerli olduğunu öğrenmiş olarak çıkarız kapılarımızdan...