Ben davayı da, yolu da, emeği de, hakka hizmeti de, halka hizmeti de, sizden ve körü körüne ardına düştüğünüz ağabeylerinizden öğrenecek değilim.
Ben; konuşmaya, yazmaya derinden başladım mı ne siz ne de ardına düştüğünüz gücünü sadece makamdan alan ağabeylerinize ağır gelir. Hem de çok ağır gelir... Değil kaldırmak, altında ezilir yok olursunuz. Beni makamın gücünden beslenen çıkarcı, menfaatçi, ganimetçi, leşçi bankamatik çalışanları ile karıştırmayın. Ben 32 yıllık çalışma hayatımın 25 yılını hem inandığım dava yolunda, her seçim sokaklarda ağaç tepelerinde direk tepelerinde bayrak asarak, seçim sonrasında ekmeğimi, emeğimi de taştan topraktan, tozdan çıkardım. Halka ve hakka hizmet ettim. Öyle birileri gibi seçimi kazandıktan sonra ganimet bulmuş leşçi gibi rahat koltuklarda, klimalı odalarda yüksek maaşlara çalışmadım. Hele hele hiç çalışmadan, emek vermeden devlet malından el altı hiç beslenmedim, yolumu bulmadım. Emek verdim, alınteri döktüm, ömrümü, bedenimi harcadım. Yirmi beşyıl içinde kendimi öyle yordum ki; 7 sefer çok ciddi ameliyat geçirdim. Vücudumda bıçak deymeyen yer kalmadı.
İşimin, aşımın, davamın hakkını kanımla, canımla bir çoğunuzun vermeye cesaret bile edemeyeceği kadar hakkını verdim. Şimdi hakkımda arkamdan konuşurken iyi düşünün, ona göre hareket edin. Yazdıklarım size ağır geliyorsa, yazmadıklarım uykularınızı kaçırır. Sizin beş yılda bir iki üç ay koşturduğunuz ağa babalarınızla ben yirmi beş yıldır aralıksız beraberim. Gitti biri, geldi öbürü. Kimin kim olduğunu, kimin ne zihniyete sahip olduğunu sizlerden çok daha iyi biliyorum. Birilerine bir şeyler yazacak, ibiş keyfi yapacaksanız o kişi ben değilim. O konuda yanlış adam seçmeyin. Benim yazdıklarım sizleri rahatsız ediyorsa, yazmadıklarım uykularınızı kaçırır, ayarlarınızı bozar, aklınız başınızdan gider.
Bu yolda ben yeterince bedel ödedim. O çok iyi bildiğiniz, ardına takılıp at gözlüğü ile dolaştığınız ağabeylerinizi tanımaya, kim olduklarını ne fikre ne zikre sahip olduklarını görmeye benim çok vaktim oldu. Hiç biri de sizin gördüğünüz kadar masum değil. Öyle kinayeli, yarım yamalak sözlerinizle beni tahrik edip kendinizi ve ardına düştüğünüz ağabeylerinizi de altından kalkamayacağı sorulara muhatap etmeyin.
Ben davamda da, yolumda da, işimde de yeterince karşılığı olmayan helâlliği yüce yaradana bıraktığım çok ağır bedeller ödedim. Gidin başkasıyla oynayın oyununuzu. Son sözüm en yakınlarıma; Benim çektiklerimi en yakından bilen sizler, dün yola çıktığınız insanlar, size benden daha yakın abi kardeş ise yazdıklarım onlardan sebep zorunuza gidiyor ve bana mesafe alıyor surat asıp kenar köşe kaçıyorsanız siz bilirsiniz. Şunu unutmayın! Dere gider kumu kalır. Makam koltuk öyle bir hastalıktır ki; insanda güç zehirlenmesi yapar ve ona sahip olabilmek için insanlar birçok şekle girer ve o uğurda en çokta en yakınında koşanları harcar, yok eder, yok sayar. Vakti geldiğinde bunu anlarsınız, kimi kime tercih ettiğinizi görürsünüz. Bazı şeyler yaşanmadan görülmez. Yaşayın görün... Ben buradayım, ömrümüz varsa sizi beklerim.
Saygılarımla...