Hendek Güncel
HV
23 MART Pazar 21:21
Advert Advert Advert

Vekilden Daha Dokunulmaz Devlet Memuru

Yalçın Kaynak
Yalçın Kaynak
Giriş Tarihi : 09-03-2025 10:55

Vekilden Daha Dokunulmaz Devlet Memuru

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Bu bir genelleme değildir. Her işin hakkıyla yapanı da vardır, haksızca yatanı da. İşini hakkıyla yapanların başımızın üstünde yeri var. Haksızca yatanı ise Allah’a havale ediyorum.

Herkesin bildiği gibi, millet adına seçilen milletvekillerinin—yani asılların değil, vekillerin—vekil oldukları süre boyunca, vatana ihanet gibi bazı suçlar dışında dokunulmazlıkları vardır. Kimileri bu dokunulmazlığı bir kalkan olarak kullanmayı kazanç sayar. Lakin her ne kadar dokunulmaz olsalar da bu dokunulmazlık, asıl olanın yani seçmenin sandığa gideceği güne kadardır.

Peki ya memurlar?

Ben yasaların tümünü bilecek kadar donanımlı değilim. Olaylara görerek, duyarak, yaşayarak bakar ve fikir sahibi olurum. Nasıl ki vekiller asıl değil, bizim vekalet verdiklerimizse, memurlar da asılların—yani vatandaşların—vergileriyle maaşlarını alan çalışanlardır.

Başta dediğim gibi, işini hakkıyla yapan vekil olsun, memur olsun, hakkımız helal olsun. Rabbim ömürlerini hayırlı, bereketli ve uzun eylesin. Fakat bu memurlar arasında da sırtını devlete dayamış, “On dönüm bostan, yan gel yat” mantığıyla hareket edenler var. “Ben memurum, oraya gitmem. Ben memurum, onu yapmam. Ben memurum, akşam yatmam. Ben memurum, sabah kalkmam.” mantığında olanlar var.

Bunları biz vatandaş olarak hayatımızın birçok alanında yaşayarak görüyoruz. Pek çok resmî kurum ve kuruluşta asık suratlı, ağır aksak çalışan, işi ağırdan alıp istirahatleri hiç kaçırmayan memurlarla karşılaşıyoruz. Belki birçoğumuz bu yüzden tartışma noktasına kadar geliyoruz. Lakin onlar memur olduğundan, dokunulmazlıkları bulunduğundan vatandaş, haklı da olsa haksız sayılıyor.

Eskiler iyi bilir, “Memurun yakasına tutmak altı aydan başlar.” sözü meşhurdur. Elbette kimsenin kimsenin yakasına yapışmaya hakkı yoktur. Lakin kimsenin de bulunduğu makamı, “Devletin malı deniz.” mantığıyla rahatça kullanmaması gerekir.

Eskiden memurların bir korkusu vardı: Şikâyet edilirse bulunduğu yerden sürgün edilmek. Üstelik bu sürgünün de meşhur bir sözü vardı: “Kendine haritada yer beğen.” En ürkütücü olanı ise “Güneydoğu’dan yer beğen.” idi. Artık bu söz de tarih oldu. Çünkü günümüzde insanlar doğuya, güneydoğuya tatile, turistik gezilere gidiyor. Artık gözdağı verilecek bir bölge de yok.

Bu böyle olmamalı.

Kimsenin kimseden üstünlüğü olmamalı. Bir üstünlük olacaksa bu, vekilin değil, memurun değil, vatandaşın üstünlüğü olmalı. Kimsenin dokunulmazlığı olmamalı. Görevini yerine getirmeyen, kim olursa olsun, hiçbir makamda barındırılmamalı ki işini hakkıyla yapanla haksızca yatan bir tutulmamalı, eşit olmamalı.

Haksızca yatacak olan varsa ve bu yatmayı dokunulmazlığa güvenerek yapıyorsa, o dayandığı duvar ardından yıkılmalı ve tutunacak duvar bırakılmamalı ki bu haksız yatma işi kimseye cazip gelmemeli. Kimse, “Şu dokunulmazlığı alayım, sonra emekliliğe kadar, 65 yaşına kadar sırtımı sağlama alayım.” diyememeli.

Yani başta dediğim gibi, vekil dokunulmazlığı beş yıl sürüyor; memur dokunulmazlığı ise en az kırk yıl sürüyor.

Demem o ki: İşini hakkıyla yapan, vekil olsun, memur olsun, başımızın tacıdır. İşini hakkıyla yapıyorsa zaten dokunulmazlığa ihtiyacı yoktur. Peki o zaman, bu dokunulmazlık kime ve neden veriliyor?

Kamu hizmetinin temel amacı, vatandaşın refahını sağlamak ve devlet mekanizmasını en verimli şekilde işletmek olmalıdır. Ancak, kimi zaman bazı kamu görevlileri bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmek yerine, sistemin sunduğu korumaları suistimal edebiliyor.

Elbette memurların da haklarının korunması gerekir. Ancak, performans denetimleri ve hesap verilebilirlik mekanizmaları etkin olmadığında, kamu hizmetlerinde kalite düşüyor. Özel sektörde çalışan biri işini gerektiği gibi yapmazsa işini kaybedebilirken, kamuda böyle bir riskin az olması, bazılarını rehavete sürüklüyor.

Özetle, mesele dokunulmazlık değil, hesap verebilirliktir. Memur da vekil de vatandaşa hizmet için var. Gerçek dokunulmazlık, işini hakkıyla yapanların vicdanıdır.

Saygılarımla...

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Yedek Ali, Önce Kendi Kusurlarına Bak Lig mi Kırkpınar mı? Ağalık mı İş Adamlığı mı? İyiler Çok Yorulur! Geride yaşadığınız ve yaşattıklarınız kalacak! Kökünüz sağlam değilse, yukarıda sağlam da değilsiniz! İnsanlar insanların önünde secde ettiği için, dünya insanlara zindan oldu! Adamın birinin etrafını sırtlanlar sarmış! Kainatta başlayan ilk günah kibirdir! Helâlin hesabı, haramın azabı var! Federasyon taze kana ihtiyaç duymadı! Bal tutan parmağını yalar misali! Sana bir dost nasihatı! Her şey gelip geçici, hiçbir şey kalıcı değil! Biri kazandı, Hendek kaybetti! ARTTIRDIKÇA AZALIYOR İNSAN! SÖZÜM FEDERASYON BAŞKANLARINA! Şampiyon Taha Akgül TGF Başkan Adayı Sporda "Doping" olmalı! İki büyük efsane Süslü püslü, yalan dolan sözler insanlara hoş geliyor! HER SALTANATIN BİR SONU VARDIR! Tüm Ali Gürbüz Sosyal Medya Sayfalarına acizane bir tavsiyem var! İnsanın gözü doymadığı sürece, hiçbir şeyden doymaz! Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner! Türk yağlı güreşinin geldiği nokta! SEN KİMSİN? BEN KİMİM! Şimdilik meydan sizin! Değerli güreş severlere açıklamamdır! Yanlış yaptın Ali! Tüm güreş camiasına sesleniyorum! PEHLİVANLAR, BU RESME İYİ BAKIN! Gel dedik İdris Ağam gel! Neredesin İdris Ağam? Beni seven böyle sevsin! Yine Ali hedefte! Herkes konuşuyor, ben ise soruyorum! Dualı çayırlardan, beddualı çayırlara! Eğer, bu yazıyı okuyorsan hala vaktin var! Söylesem söz, söylemesem köz oluyor! Hangisi daha kaliteli: Lig Güreşleri mi? Yerel Güreşler mi? Cihan Şampiyonu Mahmut Demir! "Zahmetsiz rahmet olmaz" sözünü perçinler adeta koçyiğit! Ne Rıza, Ne de Ali! Hakkını helâl et Ali! Kırkpınar'a ramak kala, 7-8 gün kala Kırkpınar öncesinde yaşananlar! Devletin zirvesi değişmedi, sen niye değiştin? Iğdırlı Hasan Pehlivan! Nihayet beklediğimiz, yıllardır dert edindiğimiz karar alındı! Zahmetsiz rahmet aramayın! HAYRET EDİYORUM, AKLIM ALMIYOR! Devlete açık mektup! Yörük Ali Destanı Tebrikler Ali! Tarihine düşman sözde gazeteciler türedi İstifa! Neden? Makam sahibi ve para babaları önünde boyun eğenler var? Cazgır kimdir? Her yöneticinin birçok yalakası vardır! Kim mağdur? YA O KOL KOPACAK, YA DA O ÇARK DURACAK! NİYET OKUYUCULAR! Örümcek Adam! Yaralı Aslan Cengizhan! Konya Beyşehir'den kükredi bir koçyiğit! Maskeli Beşler Hendek'te! BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ! O BİR SARI FIRTINA! Toroslara mı çıktın Ali? Baba ben pehlivan olacağım! Ne anlar Hikmet hoca güreşten! Onlara rağmen kaybedeceksiniz! Ne olmak, ne olmamak gerek? Arkamdan atıp tutan, makam yalakalarına bir çift sözüm var! Vekillere mektup var! Hain kim? Merak ediyorum ve soruyorum! Büyük Birlik olmasa, Hendek'in hali ne olurdu? SİYASİ PARTİLERDE BOZUK FERMUAR İTTİFAKI TÜRK GÜREŞİNE ŞEREF GELDİ, ŞEREF VERDİ MİNDERDE PEŞREV ÇEKEN TÜRK Ne yaptın sen Mustafa? Yakışır Karapürçek'e Türkiye'nin gözü, kulağı Sakarya'da. Sakarya'nın siyasileri, hamileri, abileri, nerede? Siz şu Atasözünü duydunuz mu hiç? Sakın kaybetmeyin Ahmet Kavakçı'yı Denizli; sahip çık yiğidine, sahip çık Raşit'ine KİM KAZANDI? KİM KAYBETTİ? İçimden geldi okumasanız da ben yazayım! Sözüm güreş camiasına Minder mayosuz olmaz da, er meydanı kispetsiz olur mu? Mehmet Keçe Atak Usta İrfan Şahin Usta Necati Başar Aday Adayı Yanlış Yer, Yanlış Zaman Başpehlivanlar Şapkalı amca sen haklısın, İsmail Pehlivan sen de haklısın Kim bu er meydanındaki güzel? Pehlivana sen gel, sen gelme denilirmiş! Ne umduk ne bulduk Ters köşe yaptın sen beni başkan! Şampiyon burada Hendek'li nerede? Orada bir usta var çok uzakta Dualı Çayırdaki purolu monşerler kim? Cemil'e imkânsız de! İki Şehir Arasında Araftayım Pehlivan! Geliyor gelmekte olan SEN GEL, SEN GELME PEHLİVAN Kim ustadır, kim değil Derler, derler her şey derler Sözüm kim'e? Sizce kim haklı? KEMER KİMİN? KİM BU DEMİR ADAM KARA YILAN OSMAN AYNUR GÖLCÜK'LÜ YILDIRAY PEHLİVAN Gölcük'lü Nedim Pehlivan Altı yapısı olmayanın, üst yapısı sağlam da değildir Yeşil Pehlivan O bir koca yörük Yine Samsun ve yine bir yiğit KOCA USTA GAZANFER KAHVECİ Faruk Akkoyun Pehlivan Onlar Ailecek Pehlivan: Anne, Baba, Oğul Pehlivan Yağlı güreş ve usta Bir ol da gel Er Meydanlarından Deprem Meydanlarına Dev Adam Ertuğrul Pehlivan Yatağı Samsun (Fatih Atlı) Çay Ocağından Er Meydanlarına Bizde Yiğitler Bitmez: "Sarı Dev, Karamürsel'li Boşnak Hüseyin" Yağlı Güreş ve Askerlik Bir yiğitten daha ne beklenir ki... Dün Mustafa Bük'tü, Bugün Recep Kara! O KENDİNİ BİLİYOR Feda-Kâr Vefa-Kâr KİM BU KILICI TUTAN EL? Er Meydanlarımızı Pehlivansız Bırakma Başkanım Olmadı Yiğitler, Olmadı Başpehlivanlar DELİ HİKMET Kispet olursa, kısmet de olur! İsa'yı ararken, Musa'dan mı olduk! Yirmisinde Genç Aslan, Kırkbeşinde Yorgun Aslan! KAYBETTİK! Birçok suçlu var, bir de suçsuz var, kim suçlu, kim suçsuz! DERDİMİZ BAĞCIYI DÖVMEK DEĞİL YAĞLI GÜREŞ VE BUKALEMUN CÖMERTLİK SADECE PARA İLE Mİ? GÜÇ İLE Mİ? MAKAM İLE Mİ? OLUR Kitabın ortasından konuşmaya devam edeceğiz Yoruldun be Ali! Feda "Kâr" Teşvik Mi, Taktik Mi, Takip Mi, Tahrik Mi? Kırkpınar Arefesi Çok Oldu, Çok Oldukça Yok Oldu Tarihe Paha Biçilemez Koca Usta Seni Hiçbir Zaman Unutmayacağız UMUTLUYUZ Güçlünün Adaleti mi? Güçsüzün Adaleti mi? KAPILARIMIZDAN... Sağlıklı, mutlu, huzurlu bayramlar... NEFES ALIP VERDİĞİNİZ HER GÜN ANNELER GÜNÜNÜZ OLSUN... ÖZLEDİK... Başpehlivanlık mı? Boşpehlivanlık mı? Vakti geldiğinde konuşacağız